İstanbul Beykent Üniversitesi, 14 Mart Tıp Bayramı'nda sağlık çalışanlarını unutmadı
İstanbul Beykent Üniversitesi, 14 Mart Tıp Bayramı'nda sağlık çalışanlarını unutmadı
Tarih: 14 Mart 2025

İstanbul Beykent Üniversitesi, 14 Mart Tıp Bayramı'nda sağlık çalışanlarını unutmadı

İstanbul Beykent Üniversitesi, 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında anlamlı bir etkinlik düzenledi. Hekimler, sağlık çalışanları ve öğrencilerin katılım gösterdiği bu özel etkinlikte, tıp mesleğinin önemi ve sağlık çalışanlarının özverili mücadelesi bir kez daha vurgulandı.

İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel’in yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıza Rızalar ve İstanbul Beykent Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kemal Yenmez’in konuşmalarıyla devam etti.

Prof. Dr. Volkan Öngel, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, hekimlerin kutsal ve onurlu bir meslek icra ettiğini vurgulayarak, sağlık çalışanlarına yönelik destek mesajı verdi. Öngel, özellikle dijitalleşmenin ve sosyal medyanın etkisiyle herkesin farklı alanlarda bilgi sahibi olduğunu iddia ettiğini belirterek, “Günümüzde herkes kendini bir ekonomist, bir siyaset bilimci veya bir hekim olarak görüyor. Herkesin mutlaka bir fikri var. Ancak bizler biliyoruz ki sizler büyük bir özveriyle, bilimsel temellere dayalı şekilde bu mesleği icra ediyorsunuz. Bu zorluklarla mücadele ederken hepinize kolaylıklar diliyorum” ifadelerini kullandı.

“Bugün sadece bir meslek günü değil aynı zamanda bağımsızlık ve mücadelenin simgesidir”

14 Mart Tıp Bayramının ortaya çıkışı hakkında veren Tıp Fakültesi Dekanı Rıza Rızalar ise, “14 Mart yalnızca bir kutlama günü değil aynı zamanda mesleğimizin tarihsel köklerini, fedakârlığını ve bağımsızlık mücadelesindeki yerini hatırladığımız önemli bir gündür. 14 Mart 1827’de Padişah 2. Mahmut döneminde kurulan Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire modern tıp eğitiminin temellerini atmış ve tıp eğitimi alanında önemli bir başlangıç olmuştur. Ancak 14 Mart Tıp Bayramını özel kılan asıl olay 1919’da İngiliz işgali altındaki İstanbul’da Tıbbiye-i Şahane öğrencilerinin bağımsızlık mücadelesine verdiği destektir. 14 Mart 1919’da tıp öğrencileri ve hekimler, modern tıbbın kuruluş yıl dönümü bahanesiyle kutlama adı altında bir gösteri planlarlar. İşgale karşı tepkilerini göstermek amacıyla okulun en yüksek noktasında bayrak asarlar, direnişlerini ilan ederler. O günden bu güne 14 Mart yalnızca bir meslek günü değil aynı zamanda bağımsızlık ve mücadelenin simgesi haline gelmiştir” diyerek mesleğin önemini bir kez daha vurguladı.

“Hekimlik yalnızca bir meslek değil insanlığa adanmış bir yaşam biçimidir”

14 Mart’ın sadece kutlama olmadığını belirten Rızalar, “Bizler sadece hastalıkları tedavi eden kişiler değiliz aynı zamanda insan sağlığını korumak, toplum bilincini artırmak ve sağlık sistemini daha ileriye taşımak zorunluluğu olan bireyleriz. Çünkü hekimlik yalnızca bir meslek değil insanlığa adanmış bir yaşam biçimidir” dedi.

Türk Tıp Tarihinin Işığında Geçmişten Günümüze Öncü Hekimler Vurgulandı

İstanbul Beykent Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kemal Yenmez ise, “Tıbbiye ülkemizde Mekteb-i Şahane ile başlayan ve beraberinde Doktor Adnan Adıvar ile devam eden bir zaman dilimidir.

Peki tıbbiyeliler kimlerdir? Şimdi mumla aradığımız Hıfzıssıhha’nın kurucusu Doktor Refik Saydam’dır, Türkiye’nin ilk kadın doktoru Sabiha Ali’dir. Behçet hastalığını dünya literatürüne yazdıran Doktor Hulusi Behçet, herkese eşit ve nitelikli sağlık hizmeti diyen Nusret Fişek’tir. . Mikroskobik cerrahiyi yerleştirerek 20. yüzyılın en büyük beyin cerrahı olarak anılan Doktor Gazi Yaşargil’dir. Önce cüzzam, arkasından kız çocuklarının okutulması ve daha sonra demokrasi mücadelesiyle hayatı sona eren Doktor Türkan Saylan’dır. Yazdığı kitapların ülkemizin tüm sağlık fakültelerinde okutulduğu, gösterildiği ve doktorların bundan faydalandığı Doktor İskender Sayek’tir. Türk tıp tarihini Nobel ödülü ile taçlandıran Doktor Aziz Sancar’dır. Yaşadığımız pandemide buldukları aşıyla destek sağlayan Doktor Özlem Türeci ve Doktor Uğur Şahin’dir. Tıbbiyeli, gece gündüz sağlık hizmeti için özveriyle çalışan sizlersiniz” diyerek geçmişten günümüze, doktorlarımızın toplumdaki önemine dikkat çekti.